SİZ DE YAZMAK MI İSTİYORSUNUZ?

siz de yazmak mı istiyorsunuz

Merhaba, siz de yazmak mı istiyorsunuz? Eğer cevabınız evetse benim ulaştığım kaynakları sizinle paylaşmaktan mutluluk duyarım….

Ben henüz amatör bir yazarım. Ne zaman bir kitabım yayınların o zaman resmi bir yazar statüsü kazanırım diye düşünüyorum. Tabii bu fikrime katılmayanlarınız olabilir ancak literatüre yazar olarak geçebilmek için yayınlanmış bir eser sahibi olmak gerekiyor kanımca. Ama elbette bu zamanda, aslında herkes yazarken, bir kitap yayımlanmak da kolay değil. Elbette bir kitabınız varsa bunu kendiniz de bastırabilirsiniz. Ama bu eşe dosta dağıtılmak üzere yapılmış bir jestten öteye geçemez. Üzgünüm ama gerçek böyle. Bu arada her ne kadar bundan elli yıl önceki şartlar olmasa, yayınevi sayıları artmış olsa da son yıllarda aynı hızda yazanların sayısı da arttı. Yazmak aslında bir terapi. Ve hepimizin şu deliren dünya da terapiye ihtiyacı var. Ancak neden başımızdan geçenler bir başkasının ilgisini çeksin ve okumak istesin ki? Sonuçta hikayelerimizi okuyacak olanlar bizim terapistlerimiz değil. Onlar bile sadece yazın diyorlar. Okuma kısmını bize bırakıyorlar. Elbette tüm yazarlar kendi hayat deneyimlerinden faydalanıyorlar (çoğu yazdığım benim hayatım değil dese de) bilinçli ya da bilinç dışı yetişdiği ortam, ailesi, eğitimi, kültürel çevresi, ilgi alanı, çocukluk travmaları, mutlulukları ya da yasları işte adı her neyse yazdıklarına yansıyor. Bunu anlatmak için çaba harcamasalar bile yazıya gölgesi düşüyor. İşte usta yazar kurgu ile bu tecrübeyi birleştiriyor ve ortaya okunası eserler çıkıyor. Bunu sadece durum öyküleri, novellalar için düşünmeyin, fantastik kurgular için bile bana göre böyle. Peki biz bunu nasıl yapabiliriz?

Öncelikle atölyeler var. İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa’da birebir yüzyüze yapacağınız atölyelere katılabilirsiniz. Ancak artık atölyeler dijital ortama da taşındı. Bu bize pandeminin getirdiği bir güzellik oldu. Eğitim almak istediğiniz yazarın dijital platformunu takip edip, atölyelerinden birine katılabilirsiniz. İlk aklıma gelenler; Murat Gülsoy, Mario Levi, Semih Gümüş, Barış İnce, Irmak Zileli. Ben biraz bu iş için çalışmak isteyen ama çok da bütçe ayıramayacak olanlar için bir takım yönlendirmeler yapmak istiyorum.

Irmak Zileli demişken kendisinin bence gerçek anlamda takdir edilesi bir çalışması var. Tamamen ücretsiz yazma dersleri gibi bir şey. Yazarın Instagram hesabını takip ederseniz belirli periyodlarla paylaştığı yazma süreci söyleşilerini dinleyebilirsiniz. Yaklaşık 40 – 50 dakikalık bu söyleşilerin sonunda ilave olarak soru cevap bölümleri de oluyor ve bu söyleşilerde başından sonuna yazma sürecine dair eğitici bilgiler paylaşılıyor. Bu söyleşileri Irmak Zileli editörü Melisa Ceran Hasmedan ile birlikte yapıyor. Kaçırmayın derim. Buraya birini bırakıyorum:

Yine Barış İnce’de öğretmeni seven, paylaşıma açık yazarlarımızdan. Genç ve girişimci. Kendisinin de yine Instagram hesabı üzerinden paylaşımlarını takip edebilirsiniz. Pandemi sürecinde Kartal Belediyesi ile ortak yaptıkları oturumlarda yine yazma sürecine dair çok önemli ipuçları içeren paylaşımları oldu. Hemen birini buraya bırakıyorum:

Murat Gülsoy’un yazmak isteyenler için bir yol haritası şeklinde hazırladığı bir kitabı var: Büyübozumu – Yaratıcı Yazarlık. Bu kitapla anlatıcı & öğretici olarak karşınızdaymış gibi akıcı bir dil kullanarak ve örneklerle zenginleştirerek size temel bilgileri kazandırıyor. Duyduğum kadarıyla eğitimlerinden kullandığı şablonu bu kitabına taşımış.

Yine Stephan King’in Altın Kitaplar’dan çıkan Yazma Sanatı isimli kitabı var. Benim için efsanedir. Baskısı tükenmişti, yayınevi yakın zamanda yeniden bastı. Ünlü yazarın samimi bir şekilde nasıl yazar olduğunu anlattığı, önermeler içeren harika bir eseridir.

Ursula K. Le Guin’in Hep Kitap tarafından yayınlanan Dümeni Yaratıcılığa Kırmak, Hikaye denize yelken açmak için bir 21.yüzyıl kılavuzu adında içinde aşama aşama uygulanacak eğitimlerin bulunduğu bir öğretici kitabı var. Bu da gerçekten muhteşemdir.

Son olarak basit alıştırmalarla yazma pratiğini dinamik tutmak için İrem Uzunhasanoğlu’nun 365, Her Güne Bir Yazı isimli kitabını önerebilirim. Bu kitap da Epsilon Yayınları’ndan çıkıyor.

siz de yazmak mı istiyorsunuz

Tabii benim gibi çocuk edebiyatı ile ilgileniyorsanız Fatih Erdoğan’ın Çocuklar İçin Yazmak isimli kitabını mutlaka edinmenizi öneririm. Harika, harika, harika!

Çocuk edebiyatından konu açmışken Instagram üzerinden çocuk edebiyatında kalem oynatan yazarları mutlaka takip edin derim. Kimleri mi takip ediyorum: Nilay Yılmaz, Füsun Çetinel, Güzin Öztürk, Aytül Akal, Çiğdem Odabaşı, Koray Avcı Çakman, Tülin Kozikoğlu, Yurdagül Şahin Ayrıca öğretmenlerin ve yazarların buluşma noktası olan Zikzak Grubu da mutlaka takibe alın. önümüzdeki günlerde efsane Nevzat S. Sezgin’in dijital eğitimlerinin müjdesini verdiler.

Peki yazdıklarınızı nerede yayınlanabilirsiniz. Bakın bu konuda da aslında günümüzde çok şanlıyız. Ben mesela Kiltabletoyku (www.kiltabletoyku.com) gurubundanım aynı zamanda. Biz dışardan öykü alıyoruz hatta farklı yazarlardan gelen öyküleri destekliyoruz. Her ay farklı bir tema yayınlıyoruz bu temaya uygun 1.000 kelimeyi aşmayan öyküleri değerlendirmeye alıyoruz.

Kayıp Rıhtım Öykü Seçkisi’ne de yazıyorum. Orada inanılmaz aktif bir forum grubu var. Genç ve dinamik bir yapıya sahip. Yine orada da aylık temalar açıklanıyor ve temaya uygun gönderilen öyküler eğer dil kurallarına uygun hazırlanmışsa hiçbir elemeye uğramadan yayınlanıyor.

Oggitto Öykü var. Semih Gümüş’ün kuruculuğunu yaptığı bir mecra diye biliyorum. Hergün bir öykü yayınlıyorlar. Buraya gönderilen öyküler bir elemeden geçiyor.

Edebiyat Haber Öykü var. Burada da öykü seçimini Cemil Kavukçu yapıyor. Takip edilmesi gereken önemli bir mecra.

Yazı-yorum sitesi var. Bu sitede genç ve aktif. Bir yayın kurulu var. Gönderilen öyküler elemeden geçiyor. Site çok aktif, bununla birlikte ayda bir yayınlanan özel konulu Pdf dergileri de var. Aynı yayın grubunun yazıyorumçocuk isimli bir mecrası da bulunuyor ve buraya da öykü, şiir, makale, deneme alıyorlar.

Gördüğünüz gibi yeter ki sizin sebat edin çalışın, yazdıklarınız basılana kadar yayınlatacak çok yer var. Bunlar şimdilik benim ilk aklıma gelenler öyle söyliyeyim.

Ve tabii ki bol bol okuyun. Okuduklarınız üzerinde konuşun. Konuşacak birileri mutlaka vardır. Yoksa bana yazabilirsiniz.

Kolay gelsin.