Bugün bir sinema filmi üzerine konuşalım istedim. Gösterime girdiğinde sinemada izlemeyi çok arzu etmiştim ama maalesef fırsat bulamadım. Araya bir çok şey girdi ve unuttum gitti. İki üç hafta önce bir arkadaşım “The Last Duel’i izlediniz mi? İzleyin, görüşlerinizi çok merak ediyorum” deyince tekrar hatırladım. İnternetten bulup izledim. Elbette bilgisayar ekranından. Öyle olunca da görsel olarak epey bir kayıp yaşıyoruz kabul ediyorum ama bu filmin oldukça gerçekçi savaş sahnelerini (bol kanlı olduğunu belirtmeliyim, bilgisayarın o küçücük ekranından bile üstüme sıçradığını hissettim desem yalan olmaz) dev sinema ekranında izleyebilir miydim emin değilim.
Son Düello (The Last Duel) harika bir yapım. Öncelikle oyuncularıyla dikkatimi çekmişti. Kadrosunda kimler yok ki? Matt Dimon, Adam Driver ve Ben Affleck ile kadın karakteri canlandıran Jodie Comer. Genç kadın oyuncuyu daha önce izlememiştim. Çok etkilendim. Yazımı hazırlarken kısa bir araştırma yapıncı “Killing Eve” isimli dizideki rolüyle 2019’da En İyi Kadın Oyuncu Emmy Ödülü’nü aldığını öğrendim. Bence onu daha birçok güzel işte izleyeceğiz. Adamlara dair çok söylenecek bir şey yok değil mi? Üçü de rüştünü ispat etmiş oyuncular. Hatta Mat Dimon ile Ben Affleck’in yakın arkadaş olduklarını biliyoruz.
Gelelim filmin asıl yıldızı olan kişisine; yönetmen Ridley Scott. Eğer beni etkileyen bir film izlersem bunun en temel nedeni senaryosu ve yönetim başarısıdır. Bu işin senaryosu Matt Dimon ile Nicole Holofcener’e ait. Eric Jager’in aynı isimli romanından uyarlanmış. Yönetmen koltuğundaki Ridley Scott’un portföyü oldukça kabarık. Şöyle neler varmış sondan başa doğru bir hatırlayalım: Yaratık, Jane’nin Zaferi, Kara Şahin Düştü, Hannibal, Gladyatör, Robin Hood, Marslı, Gucci Ailesi. Liste çok uzun. Ben seçme yaptım. Daha detaylı incelemek isterseniz buraya bir link bırakıyorum.
Peki ne anlatıyor bu film?
14.yy Fransa’sında geçen barbarlığa karşı verilen bir mücadelinin filmi diyorlar tanıtımında ama ben bu filme bir kadının direnişi demeyi tercih ediyorum. O dönemin avrupasının ne durumda olduğunu bir tarafa bırakalım kadına bakış çok önemli. Tıpkı bir hayvan gibi alınıp satılan kadının statüsü fark etmiyor. Hatta belki statüsü yüksek olan kadın çok daha büyük bedeller ödemek durumunda kalıyor. Çocuk denecek yaşta bir mal gibi satılan Margerite kocasının bir zamanlar yakın arkadaşı olan bir adam tarafından, kocası seferdeyken tecavüze uğruyor. Bunu gizlemiyor ve hakkını arıyor. Hatta kayınvalidesi, belki de bu tecavüz olayının içinde olduğunu da düşündüğüm, susmayarak oğlunun hayatını tehlikeye soktuğunu, tecavüze uğrayanın sadece kendisi olmadığını birçok kadının bu durumu yaşadığını ama kabullendiğini söyleyerek genç kadını suçluyor. Garip olan Margerite’ye tek inanan ve onun hakkını savunan, ki görünürde çünkü kocasının asıl yapmak istediği eski arkadaşına hesap sormaktır, kocası olur. Ancak ortada genç kadın için vahim bir durum vardır. Kurulan mahkemece aşağılandığı yetmezmiş gibi iki adam arasında yapılacak düello sonucunda eğer kocası kaybederse o da bir kazığa bağlanarak, karnındaki çocukla birlikte öldürülecektir.
Savaş sahnelerinden, kostümlerine tam anlamıyla bir dönem filmi olmayı başaran bu yapım kurgu olarak da ilginç bir seyir sunuyor. Anlatılan olay üç kahramanın gözüyle ve üç farklı anlatım diliyle veriliyor. Yani ilk önce Margerite’nin kocasının gözünden, sonra yakın arkadaşı en sonunda da Margerite’nin anlatışıyla olayı bize yaşatıyor. En sonunda gerçekleşenler ise yine kafamızda soru işaretleri bırakarak bitiyor.
Bana göre filmin en güzel tarafı belki de kadın direnişine şahit olmaktı. Hakkını arayan bir kadının herkesi karşısına alabilecek güçte olması hele ki o dönem koşullarına göre, oldukça etkileyiciydi. 2 saat 33 dakikalık bu tarihi dramayı mutlaka izleyin. Çok beğeneceğinizi garanti ederim.
İyi seyirler,
KÜNYE:
FİLMİN ADI: THE LAST DUEL – SON DÜELLO
YÖNETMEN: RİDLEY SCOTT
YAPIM YILI: 2021
OYUNCULAR: DETAYLI İNCELEME İÇİN BURAYA BİR LİNK BIRAKIYORUM
SÜRE: 2 SAAT 33 DAKİKA