ARTIK HİÇBİR YER EV DEĞİL

Kitap kulübümüzün Ekim ayı kitabı John Boyne’nun Artık Hiçbir Yer Ev Değil romanıydı. John Boyne’nun Dünya çapında çok satan romanı Çizgili Pijamalı Çocuk romanın bir üst metni olarak kurgulanmış bu romanda Bruno’nun ablası Gratel’in savaş sonrasındaki yaşamına odaklanıyor yazar. Yazıma başlarken şunu söylemeliyim: Ben John Boyne hayranı bir okurum. Yazdığı neredeyse çocuk, yetişkin fark etmeksizin tüm romanları okudum. Örneğin Çizigili Pijamalı Çocuk romanı için çocuk edebiyatı denir. Bizim ülkemizde çocuk edebiyatı alanında eserler yayınlayan Tudem’den çıkmıştır bu roman ama bence asla belirli yaş grubuyla sınırlanamayacak bir edebiyattır. Hatta belki çocuklardan önce yetişkinlerin okuması gerekir.

John Boyne Holokost ve İkinci Dünya Savaşı konusunda uzman denilecek nitelikte araştırma yapmış, bunu eserlerinde işlemiş bir yazar. Çizgili Pijamalı Çocuk, Olduğun Yerde Kal, Zirvenin Dibindeki Çocuk, Asker Doğmayanlar, Artık Hiçbir Yer Ev Değil bu temalar çevresinde dolanan, dilimize çevrilmiş romanlarındandır.

Artık Hiçbir Yer Ev Değil romanın sonunda Yazarın Notu bölümünde şöyle diyor: “Holokost hakkında yazmak kolay değildir ve buna meyleden bir roman yazarı, müthiş bir sorumluluk üstlenir. Kurmaca dışı eserlerin amaçladığı eğitim yükü değildir bu, daha çok Holokost’ta hayatını yitiren her bir insanın hikâyesinin anlatılmaya değer olduğunu hatırlayarak duygusal gerçekleri ve hakiki insanlara ait deneyimleri keşfetme yükü.” Yine bu bölümün girişinde Artık Hiçbir Yer Ev Değil’in fikrinin 2004 yılında, Çizgili Pijamalı Çocuk’un son taslanığını hazırlarken aklına geldiğini söylüyor. Asıl hedefinin hayatının sonuna doğru, seksenli yaşlarında bu romanı yazmak olduğunu ancak pandemi döneminde bunu yazmanın en uygun zaman olduğuna karar verdiğini belirtiliyor.

Roman paralel bir zaman kurgusuna sahip. İlki Gratel’in artık doksanlı yaşlarında olduğu günümüz döneminde, diğeri ise İkinci Dünya Savaşı’nın hemen sonrasında geçiyor. Doksanlı yaşlarında eşini yakın zamanda kaybetmiş, Londra’nın lüks semtine yine son derece lüks bir apartmanda yaşayan Gratel’in durağan yaşamını değiştiren bir olay oluyor. Apartmanlarına tıpkı savaşta kaybettiği kardeşine benzeyen bir oğulları olan bir çift taşınıyor. İkincil zaman kurgusundaysa annesiyle Gratel’in Paris’e kaçıp, tüm lükslerini geride bırakıp hayatta kalma çabalarına şahit oluyoruz. Bu iki zamanlı kurgu çok ustalıkla tasarlanmış. Her ikisinde heyecanla akan, okuyucunun merak duygusunu dinamik tutan bir yapı kurmuş yazar. Bana kalırsa romanın temel iki duygusu var, biri PİŞMANLIK, biri ŞÜPHE. Pişmanlık çünkü Gratel roman boyunca kendini suçlu olarak görüyor, kendine acı çektirmek istiyor ve kimliğini gizleyerek yaşamak zorunda kalıyor. Şüphe çünkü her an gerçek kimliğini keşfedilmesini bekliyor. Yalanlara kurulu bir dünyada yaşamak zorunda kalıyor. Romanın kurgusu için John Boyne’un kullandığı ustaca bir diğer yöntem de okuyucuya bazı detay bilgileri aktarmak için yer verdiği ARA FASIL bölümü. Okuduğunuzda lütfen bu bölüme dikkat edin.

Romanda yer alan kahramanlardan ikisinin ismi de ilginç: GRATEL ve HEİDİ. Her ikisinin de birer masal kahramanı olması (Heidi’ye modern masal demekte bir sakınca görmüyorum) Hansel ve Gratel masalında bir ateş – yakma – yakılma metaforunun işlenmesi bunun HOLOKOST karşılaması üstünde düşünülmesi gereken, dikkat çekici bölümler bana göre.

Ben romanı sanırım üç gün içinde elimden hiç bırakmadan okudum. Tüm kurgu gözümde bir sinema filmi gibi canlandı. İkinci Dünya Savaşı ve Holokost çok işlendi doğru ama burada insanlığa dair başka kavramları da bulacaksınız. Suçluluk, ötekileştirme, intikam, erkek baskısı, aile faşizmi, hak ve haklılık bunlardan bazıları.

Keyifli okumalar dilerim.

KÜNYE

KİTABIN ADI: ARTIK HİÇBİR YER EV DEĞİL

YAZARI: JOHN BOYNE

ÇEVİRİ: OLCAY MAĞDEN

YAYIN EVİ: DELİDOLU YAYINLARI

SAYFA: 387

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir