BAL VEREN KİRACILAR

bal veren kiracılar

Yağmur bu yıl okula başladı. Bir sürü arkadaşı vardı. Öğretmeni onlara harfleri öğretti. Renkleri zaten biliyorlardı. “Öyleyse dedi öğretmen hadi bakalım hepiniz bir resim çizin” Resimin konusu “YAŞADIĞIMIZ EV” olacaktı. Ama sadece evi değil, içinde yaşayan canlıları da çizecekti. Aslında bu bir aile resmi olacaktı.

 Yağmur resim yapmayı çok severdi. Renklerden de en çok moru. Aldı eline mor kalemini onunla önce dört katlı bir apartman çizdi. Bu bir aile apartmanıydı. Sonra birinci katta baba anneyi yeşil kalemle çizdi. Babaanne bitkileri çok severdi ve onlar da yeşil olurdu. İkinci katta halayı mavi kalemle çizdi. Hala temizlik yapmadan duramazdı, temizliğin rengi mavi olurdu.  Üçüncü katta amcayı sarıyla çizdi. Amca limon yemeden duramazdı, limon sarı olurdu. Sıra gelmişti dördüncü kata. İşte burası Yağmur’un yaşadığı yerdi. Annesini, babasını çizdi önce. Annesini kırmızı rujunu çok sevdiği için kırmızıya, babasını siyah arabasını çok sevdiği için siyaha  boyadı.En sonda Yağmur kendisini çizdi.   Rengi pembeydi. Çünkü Yağmur’un mordan sonra en çok sevdiği renk pembeydi. Sonra resmine baktı. Öğretmeni evin içinde yaşayan canlıları çizin demişti. O zaman çizdiği resimde eksik bir şeyler vardı. Hemen kahverengi kalemini aldı, kanatları olan bir şey çizdi, kanatların içini de sarı çizgilerle süsledi. Acaba bu çizdiği bir kuş muydu yoksa kanatları olan bir böcek mi?    

 Öğretmen tek tek öğrencilerinin yaptığı resimleri gezdi. Hepsinin bir öyküsü vardı. Onları dinledi. Sıra Yağmur’a gelmişti. Öğretmen resmine baktı: “Yağmurcum ne güzel bir resim çizmişsin. Ne kadar çok renk var” dedi. Ama anlamadığı bir şey vardı. Acaba bu resimdeki kanatlı şey de neydi? Yağmur güldü, hem de çok güldü. Bu öğretmen de hiçbir şey bilmiyor muydu acaba? “Öğretmenim o bir bal arası bizim evimizde ailesiyle yaşar” dedi. Öğretmen böyle bir şeyi ilk kez duyuyordu. Bir apartmanda yaşayın arılar mı? Elbette arılar doğada yaşarlar ama bu arı onların evini seçmişti. Çünkü bal arası koca koca apartmanların arasında kendisine sığınacak ne bir ağaç ne bir çiçek bulamamıştı. Yağmur “Üstelik bal arası yalnız değil. Ben resmime anne arıyı çizdim onun birrrrrr sürü yavrusu da var. Çatımıza küçük bir ev yaptılar orada yaşıyorlar.” dedi. Arkadaşlarından İpek hemen merakla sordu: “Sen arıdan korkmaz mısın?”  İpek haklıydı aslında. Çocuklar arılardan korkar. Önceleri çevresinde vız vız vız diyerek uçan arıdan çok korktuğunu ama sonra alıştığını anlattı arkadaşlarına. Mustafa da atıldı: “Sizi sokmazlar mı?” dedi. “Hayır, biz onlara kötü davranmazsak onlar da bize kötü davranmazlar ki.” dedi Yağmur. Ve şöyle devam etti: ”Biliyor musunuz onlar babama kira ödüyorlar” Gülme sırası öğretmendeydi “Nasıl yani Yağmurcum?” dedi. Ama Yağmur ciddiydi: “Çok basit öğretmenim her ay bize bal veriyorlar”  

İşte şimdi tüm sınıf kahkahalarla gülmeye başlamıştı. Her ay kira ödediklerine göre bu arılar çok zengin olmalıydılar.  

YAZAN: DİLEK YILMAZ

4 Replies to “BAL VEREN KİRACILAR

  1. Herkesin bir rengi vardır! Harika bir betimleme ve sondaki mizahi göndermeyi çok sevdim çocuk dilini ustalıkla kullanıyorsun Dilek tebrikler

    1. Sevgili Elif yorumun için çok teşekkür ediyorum. Öyle değil mi ama renklerden oluşuyoruz. Çocukluktan sonra bazı renklerimizi yitirsek de belki yeniden kazanabiliriz. Sevgiler,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir