MARUZATIM VAR , ŞEFKATLİ ÖYKÜLER

2020, benim için yepyeni öykücülerle tanışma yılı oldu. Bazısı tamamen şans eseri, bazısı özellikle araştırarak, bazılarıysa yılarda çeşitli mecralardan öykülerini okuduğum kitabı çıktığına çok sevindiğim öykücülerdi. İşte Nurhan Suerdem de bunlardan biri.

İlk hikâye kitabı “Maruzatım Var” a geçmeden önce biraz kendisinden bahsetmek istiyorum. Biz aynı şehirliyiz. Artık yayınevleri yeni yazarlarını kamuoyuna daha iyi tanıtma çabası içinde. Böyle olunca da yazarlarla çok sayıda etkinlik düzenleniyor. Ben Robinson Crouse Kitapevi’nde düzenlenen tanıtım toplantısına katılma şansı yakaldım. Çok güzel bir söyleşiydi. Nurhan hanımın insanı saran, sanki yıllardır tanışmışsınız gibi içinizi ısıtan bir gülümsemesi var. Sizinle çok rahat iletişime geçiyor ve çok samimi. Neden bunlardan bahsediyorum? Çünkü bu kişiliğinden gelen halleri kalemine de yansımış. Söyleşisinde “Hikâyelerimdeki karakterleri soruyorlar, hayatından ne kadar, ne var hikâyelerinde diye. Bakın söyliyeyim, hiç biri ben değilim” dese de o hayata bakış açısı, samimi halleri bence hikâyelerini sirayeret etmiş. Bu da yazarın hikâyelerinde başka bir varoluş şeklidir bence.

Yazar Nurhan Suerdem

Uzun yıllar içinde yazılan belki de yüzlerce hikâyeden bir seçki halinde hazılanan Maruzatım Var gerçekten bir diyeceği olan hikâyeler barındırıyor. Okuduğunuz zaman günümüz insanın kaygılarını, yalnızlıklarını, sevinç ve sevgilerini buluyorsunuz. Sabahın Sesi, Asliye Hukuk Hâkimliği’ne, Tenes’in Baltası, Eşik, Aziz Bey, Bir Sokak, Tahil Kuşu Oturan mavi Bulut’un Eksik Listesi, Koş Sevil Koş!, Yetişkin Oyunları olmak üzere toplam on kısa öyküden oluşuyor kitap. Yine dinleyici olarak katıldığım söyleşide dinleyicilerden bazıları en sevdikleri hikâyeleri söylemişlerdi. Ben o zaman henüz kitabı bitirmemiştim. Şimdi düşünüyorum evet hepsi sımsacık bu öykülerin ama galiba benimki “Tenes’in Baltası”

Kitabın arka kapağındaki tanıtım metninde şöyle deniyor: Nurhan Suerdem sokağın, caddelerin ve evlerin gümbürtüsü arasında kalan sesleri duyuruyor. Bazen duymamak için kulağımızı kapadığımız, bazen hayatımızın arızalı bir parçasından geldiğine inanmak istemediğimiz, bazen de tüm güçümüzle bizim olduğunu haydırmak için çabaladığımız sesleri…”

Benim de içinde yer aldığım öykü fanzinin 2019 yılı sayılarından birinde Nurhan Suerdem’in çok güzel bir söyleşisi var. Okumak isteyenler için linkini buraya bırakıyorum.

Keyifli okumalar,