SOSYALİZM VE İNSAN RUHU

oscar wilde

Bu yıl İzmir seyahatim benim için sürprizlerle doluydu. Onlardan biri size tanıtacağım bu kitaptı. Bir gün arkadaşlarımızla buluşmak için kitapçıda vakit geçiriyorduk. Arkadaşların gelişi gecikti. Ben de her ne kadar evde okunmak için dağ gibi birikmiş kitaplarım olsa da şöyle bir kitap stantları arasında gezinmek istedim. İthaki kitaplarında yüzde elli indirim vardı ve Oscar Wilde’ın bu kitabını daha önce görmemiştim. Üstelik sosyalizm konulu metinlere özel bir ilgim vardır ve Oscar Wilde’ın ise bende yeri ayrıdır. Eminim bu satırları okuyan çoğu edebiyatsever için de öyledir. “Dorian Gray’in Portresi”ni okuyup da bu yazara hayran olmamak mümkün müdür? Kitabı aldım. O sırada beklediğimiz arkadaşlarımız geldi. Kitapçıdan çıktık. Akşam evimize geldik, yemek, duş vs bitti, dinleme vakti geldi. Kitabı elime aldım bir de ne göreyim en sevdiğim yazar- çevirmenlerden Fuat Sevimay’ın ismi kapakta. Bu benim için ikinci sürpriz oldu. Fuat beyin de düşünce yapısı olarak sosyalizme yakın olduğunu bir takipçisi olarak biliyorum. Eminim bu metni keyifle çevirmiştir. Belki bir gün hakkında sohbet etme şansımız da olur.

İthaki Dünya Klasikleri serisi içinde yer alan Sosyalizm ve İnsan Ruhu nereden baksanız iki yüz yıl önce yazılmış bir metin. Ancak üzerinde durduğu meseleler o kadar güncel ki. Elbette geleceğin tahayyülünde farklılıklar var. Yine de akıllı makinelerin hayalini kurmuş Oscar Wilde. İnsanların zenginler ve fakirler olarak ayrılmasının, yoksulluğun bağımlılık haline dönüştürülmesinden şikayet etmiş. Çözüm yolları sunmuş. Üzerinde durduğu ve çözüm olarak sunduğu en önemli kavram BİREYSELLİK. Bireyselliğin korkulduğu gibi bir şey olmadığını anlatmaya çalışmış:

Her türlü hayat tarzının dayandığı ve yöneldiği mükemmelliktir. Bu nedenle bireyselliğin insan üzerinde baskısı söz konusu değildir. Aksine, insanlara, üzerlerindeki hiçbir baskıya boyun eğmemelerini telkin eder. İnsanları iyi olmaya zorlamaz. İnsanların, kendi hallerine bırakıldığında iyi olduğunu bilir. İnsan, bireyselliği kendi özünden çıkarıp geliştirecektir. syf.49

Yoksulluk üzerine durduğu ve bunun egemenler tarafından bağımlılığa dönüştürülmesini işlediği bölümler de çok akla yatkın:

Yoksulluk sorununu yoksul insanların hayatta kalmasını sağlayarak ya da daha ileri bir ekolün yaptığı gibi, yoksulları eğleyip oyalayarak çözmeye çalışırlar. Ama bu, çözüm değildir ve sorunun ağırlaşıp kronikleşmesine yol açar. Uygun amaç, toplumu, yoksulluğun ortadan kalkacağı bir temel üzerine inşa etmeyi denemek olmalıdır. syf. 6

Sosyalizmde elbette tüm bunlar ortadan kalkacak. Leş kokulu mezbeleliklerde, pis paçavralar içinde yaşayıp, katlanılması imkânsız bir iğrençliğin ortasında, açlıktan midesi sırtına yapışmış, sağlıksız çocuklar büyüten kimse kalmayacak. Toplumun güvenliği, şimdilerdeki gibi hava şartlarına bağlı olmayacak. Karakışta yüzbinlerce insan işini kaybedip mide bulandırıcı bir sefilliğin ortasında sokaklara düşmeyecek ya da o gece başlarını sokabilecekleri iyi kötü bir yer ve bir parça ekmek bulmak için kapı kapı gezmeyecek. Toplumun her bir üyesi, içinde yaşadığı toplumun refah ve mutluluğundan payına düşeni alacak ve buz gibi havalarda bile kimse bundan zarar görmeyecek. syf.7

Kitapta üstünde durulan konulardan biri de bağımsız sanattır.

Başkalarının kullanımı için ve onların istekleri doğrultusunda bir şeyler yapmak zorunda olan birey, kendi ilgisinin yönelimiyle çalışamaz ve içindeki mükemmeli işine yansıtamaz. Öte yandan, ne zaman bir toplum ya da toplumun önemli bir parçası ya da herhangi türden bir iktidar, sanatçıya ne yapması gerektiğini dikte ederse, sanat ya tamamen kaybolur ya tekdüzeleşir ya da dikkate alınmayacak, düşük kalitede bir şeye dönüşür. Sanat eseri bireysel ilhamın eşsiz ürünüdür. Eserin güzelliği, sanatçının ne ise o olmasından gelir. Başkalarının ne istediğinin eserle hiç ilgisi yoktur. Aslında, bir sanatçı diğer insanların isteklerini dikkate almaya başladığı ve bu talebi karşılamaya çalıştığı anda sanatçı olmaktan çıkar ve sıkıcı ya da eğlenceli bir zanaatkâra, dürüst ya da sahtekâr bir tüccara dönüşür. Artık sanatçı olma iddiasında bulunamaz. Sanat, dünyanın bilebildiği kadarıyla bireyselliğin en yoğun şeklidir. syf.28

Sosyalizm ve İnsan Ruhu içindeki fikirlere Oscar Wilde’da bir kez daha hayran olmamı sağladı. Elli altı sayfalık bu incecik kitapta neredeyse tüm satırların altını çizdim. Dönüp dönüp okuyacağım zamansız bir metin olduğunu düşünüyorum. Ve yukarıda bahsettiğim gibi usta bir çevirmenin elinin değmiş olması da büyük bir avantaj. Konu ilginizi çekiyorsa mutlaka okuyun derim.

İyi okumalar,

KÜNYE:

KİTABIN ADI: SOSYALİZM VE İNSAN RUHU

TÜR: DENEME

YAZARI: OSCAR WİLDE

ÇEVİRİ: FUAT SEVİMAY

YAYINEVİ: İTHAKİ

SAYFA SAYISI: 56

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir