TİAMAT

tiamat

Evet, nerede kalmıştık? Buraya kitap tanıtımı yüklemeyeli epey zaman olmuş. Bugün bilgisayarın başına oturduğumda okuduklarımdan hangisini yazayım diye düşündüm ve Tiamat ile başlamaya karar verdim. Biliyorsunuz arkadaşlarımla küçük bir okuma grubu kurmuş ve İhsan Oktay Anar külliyatını okumaya girişmiştik. İnanılmaz keyifli bir yolculuktu. Tiamat yazarın sekiz yıl ara verdikten sonra yayınladığı son romanı. Neden bu kadar uzun bir ara verdi? Yazmaya devam edecek mi? Bu soruların yanıtlarını merak ediyorsanız Oggito’da bu konuyla ilgili güzel bir söyleşi bulacaksınız. Linkini ben de buraya bırakıyorum.

Miladi 1915 Zemheri bitimi Port Said’in 40 mil poyraz tarafında, karanlık çöktüğü vakit dalgalar arasından, Abdülhamit sınıfı o istimli tahtelbahir gemisi, tazyikli hava ile imlâ sarnıçlarını tahliye ederek satha yükselmeye başladı.

Babil yaratılış destanı Enūma Eliš‘e göre Tiamat, ilk nesil tanrıları doğurur ve kocası Apsû, çocuklarının kendisini öldürmeyi ve tahtına el koymayı planladıklarını düşünerek çocuklarına savaş açar fakat öldürülür. Öfkelenen Tiamat, kocasını öldürenlerle savaşmaya başlar ve büyük bir deniz ejderhası şekline girse de daha sonradan Enki‘nin oğlu fırtına tanrısı Marduk tarafından öldürülür ama daha önce Mezopotamya panteonunun canavarlarını, ilk ejderhalar da dahil olmak üzere, bedenlerini “kan yerine zehirle” doldurur. Marduk daha sonra Tiamat’ın bölünmüş bedeninden gökleri ve Dünya’yı oluşturur. (Wikipedia’dan alınmıştır.)

İhsan Oktay Anar söyleyişi de artık roman yazmayacağına dair sözünde durduğunu ancak Tiamat’ın eski ve yarım kalan bir hikâye olduğunu belirtiyor. Yazar yine bir deniz romanı yazmış ancak bu kez fantastik distopyanın altında günümüz toplumuna, siyasi yapısına dair çok net eleştiriler ekmiş. İhsan Oktay Anar evrenine girenlerin çok iyi bildiği o dil burada da yerini alıyor.

Adam felasife ve tabiye dahil diğer bütün sözümona ilim kapılarını sıkı sıkı kapamış, kilitlemiş, payandalar ve kol demirleriyle takviye etmiş, şeytanın koçboynuzu hücumlarına karşı da tepeden dökecek kızgın yağ kazanlarını ve kaçış tünellerini hazırlamıştı Amentü ve itikat icabı oradaki dört kişiden, kadehi bira yerine su dolu tek kişi de bu adamdı. syf.37

Hikâye savaşın ortasında bir denizaltının içinde geçiyor. Mürettebatın terk edilmiş gemide bir hazine bulmalarıyla başlayan olaylar onları hiç hayal bile edemeyecekleri olayların içine sürüklüyor.

Romanda yine çok kalabalık bir karakter kadrosu var. Bu karakterin her birinin kendine has dünya görüşleri, hayat hikâyeleri var. Romanı okuduğumda bu kurgunun ne kadar güzel bir sinema filmine dönüştürülebileceğini düşündüm. Ancak tabi çok sağlam bir post prodüksiyon yapılması şartıyla.

Romanda üzerinde düşünülecek, üst okumalar yapılacak, ortaya bıraktığı izin peşinden sizi sürükleyecek bir çok konu hatta obje var. En başında Tiamat bunlardan biri. Babil efsanelerinden yola çıkıp, mors alfabesinde T i a m a t ‘ın nasıl karşılık bulduğuna kadar bir çok konuyu merak ediyor insan. Ayrıca bir de sandık var. (Okuyacak olanlar için çok ayrıntısını vermek istemiyorum çünkü kurgunun önemli bir parçası bu.)Formu ile yine mitolojide ve Yahudi inancında karşılığı olan bir objeye benzerliği var.

Eğer bu roman İhsan Oktay Anar edebiyatı için bir son noktaysa yine ustalıklı bir çalışma ortaya koyduğunu söyleyebilirim yazarın. Ancak her romanında olduğu gibi bunun da bence tekrar geri dönülerek okunması gerek. İhsan Oktay Anar okuyucusunu zorlayan bir yazar. Onun metinleri düz okuma yaparak anlamak mümkün değil. Derinlemesine felsefe, tarih, sosyoloji araştırmaları yapmaya mecbur bırakıyor. Kurgunun içine yerleştirdiği her bir öğenin bir anlamı var. Onları takip ederek okumak çok keyifli oluyor.

NOT: Çok detaylı denizcilik terimleri içeren bölümler bana oldukça sıkıcı geldi ancak bahsettiğim ipuçlarını kaçırmamak için tek satır atlamadan okudum. Sanırım yapacağım tek eleştiri okuyucu olarak bu olacaktır. Bu kadar detaya gerek var mıydı?

KÜNYE:

KİTABIN ADI: TİAMAT

YAZARI: İHSAN OKTAY ANAR

YAYINEVİ: EVEREST

SAYFA SAYISI: 156

BASIM YILI: 2022

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir